92021Mar

İklim değişikliği SARS-CoV-2’nin ortaya çıkmasının nedeni olabilir

Konu: Genel

Okuma Süresi: ~5-6 dk.

Yeni bir çalışma iklim değişikliğinin, COVID-19 salgınına neden olan, SARS-COV-2 virüsünün ortaya çıkmasında doğrudan rol oynayabileceğine dair bir mekanizmanın kanıtını sunuyor.

Fotoğraf: Uçan yarasalar (Credit: © watink / stock.adobe.com)

Son yüzyıldaki küresel sera gazı emisyonları, yarasaların tercih ettiği orman yaşam ortamının büyümesini sağlayarak, Güney Çin’i yarasa kaynaklı koronavirüsler için bir odak nokta haline getirdi. 

Science of the Total Environment dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, COVID-19 salgınına neden olan virüs, SARS-CoV-2’nin ortaya çıkmasında iklim değişikliğinin doğrudan rol oynayabileceği bir mekanizmanın ilk kanıtını sunuyor.

Çalışma, son yüzyılda Çin’in güneyindeki Yunnan eyaletinde, Myanmar ve Laos’taki komşu bölgelerde bitki örtüsünde yer alan türlerde büyük ölçekli değişiklikler olduğunu ortaya çıkardı. Bitki ve ağaçların büyümesini etkileyen; sıcaklık, güneş ışığı ve atmosferik karbondioksit artışları dahil olmak üzere iklim değişiklikleri, doğal yaşam alanlarını tropikal çalılıklardan tropikal savanlara ve hatta yaprak döken ormanlık alanları bile değiştirmiştir. Bu durum, ağırlıklı olarak ormanlarda yaşayan birçok yarasa türü için uygun bir ortam yarattı. 

Bir bölgedeki koronavirüs sayısı, mevcut farklı yarasa türlerinin sayısı ile yakından bağlantılıdır. Çalışma, son yüzyılda Çin’in güneyindeki Yunnan eyaletine 40 yarasa türünün daha taşındığını ve yaklaşık 100 çeşit yarasa kaynaklı koronavirüs barındırdığını ortaya koydu.

Bu “küresel odak nokta”, genetik verilerin SARS-CoV-2’nin ortaya çıkmış olabileceğini gösterdiği bölgedir.

Cambridge Üniversitesi Zooloji Bölümü’nden araştırmacı ve çalışmanın ilk yazarı olan Dr. Robert Beyer, kısa süre önce Almanya’daki Potsdam İklim Etki Araştırmaları Enstitüsü’nde bir Avrupa araştırma bursu aldı, “Son yüzyıldaki iklim değişikliği, Çin’in güneyindeki Yunnan eyaletindeki yaşam alanını daha fazla yarasa türü için uygun hale getirdi.” dedi. 

“İklim değişikliğinin bir sonucu olarak yarasa türlerinin küresel dağılımının nasıl değiştiğini anlamak, COVID-19 salgınının kökenini yeniden yapılandırmada önemli bir adım olabilir.” diyerek eklemede bulundu. 

Araştırmacılar, sonuçların gözlenebilmesi için sıcaklık, yağış ve bulut örtüsü kayıtlarını kullanarak bir yüzyıl önce olduğu gibi dünyanın bitki örtüsünün bir haritasını oluşturmuşlar. Daha sonra, 1900’lerin başlarında her türün küresel dağılımını hesaplamak için dünyadaki yarasa türlerinin bitki örtüsü gereksinimleri hakkındaki bilgileri kullandılar. Bunu mevcut dağılımlarla karşılaştırmak, iklim değişikliği nedeniyle son yüzyılda dünya genelinde, farklı türlerin sayısı olan, yarasa “tür zenginliğinin” nasıl değiştiğini görmelerini sağladı.

“İklim değişikliği yaşam alanlarını değiştirdikçe, türler bazı bölgeleri terk etti ve diğer bölgelere taşındı – tabi virüsleri de yanlarında götürmeye devam ettiler. Beyer, “Bu durum sadece virüslerin bulunduğu bölgeleri değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda büyük olasılıkla hayvanlar ve virüsler arasında yeni etkileşimlere izin vererek, daha zararlı virüslerin bulaşmasına veya gelişmesine neden oldu.” dedi.

Dünyadaki yarasa popülasyonu, yaklaşık 3.000 farklı tipte koronavirüs taşıyor ve her yarasa türü ortalama 2.7 koronavirüs barındırıyor – çoğu semptom göstermiyor. İklim değişikliğinin neden olduğu belirli bir bölgedeki yarasa türlerinin sayısındaki artış, insanlara zararlı bir koronavirüsün orada bulunma, bulaşma veya orada gelişme olasılığını artırabilir.

Yarasalar tarafından taşınan çoğu koronavirüs insanlara bulaşmaz. Ancak, insanları enfekte ettiği bilinen birkaç koronavirüsün yarasalardan kaynaklanması muhtemeldir, bunlardan üçü insan ölümlerine neden olabilir: Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) CoV ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) CoV-1 ve CoV-2.

Çalışmada yarasa türlerinin zenginliğinde iklim kaynaklı bir artış için odak nokta olarak tanımlanan bölge, SARS-CoV-2’ye ara konakçı (insanlara bulaşta rol oynayan ara tür) olarak davrandığı öne sürülen pangolinlere de ev sahipliği yapıyor. Virüs muhtemelen yarasalardan bu hayvanlara bulaştı ve daha sonra bu hayvanların Wuhan’daki bir vahşi yaşam pazarında satılması, virüsün insanlara bulaşmasını sağladı. 

Araştırmacılar, hükümet tarafından viral hastalık salgınlarında iklim değişikliğinin rolünü kabul etmeye çağıran ve COVID-19 ekonomik iyileşme programlarının kapsamında iklim değişikliğini ele almayı teşvik eden önceki çalışmalardan gelen çağrıları tekrarlıyorlar.   

Araştırmaya katılan Cambridge Üniversitesi Zooloji Bölümü’nden Profesör Andrea Manica, “COVID-19 salgını, büyük ölçüde toplumsal ve ekonomik hasara neden oldu. Hükümetler, iklim değişikliğini hafifletmek için kararlı adımlar atarak, bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan sağlık risklerini azaltma fırsatını değerlendirmelidir.” dedi.

Projeyi başlatan Manoa’daki Hawai’i Üniversitesi’nden Profesör Camilo Mora, “İklim değişikliğinin vahşi yaşam patojenlerinin insanlara bulaşmasını hızlandırabileceği gerçeği, küresel emisyonları azaltmak için acil bir uyandırma çağrısı olmalıdır” diye ekledi. 

Araştırmacılar, insanlar ve hastalık taşıyan hayvanlar arasındaki teması azaltmak için; kentsel alanların, tarım arazilerinin ve avlanma alanlarının doğal yaşam alanlarına genişletilmesinin sınırlanması gereğini vurguladılar. 

Çalışma, son yüzyılda iklim değişikliğinin Orta Afrika çevresindeki bölgelerde yarasa türlerinin sayısında artışa neden olduğunu gösterirken, Orta ve Güney Amerika’da ise daha kısmi artış olduğunu gösterdi.

        Çeviren: Yüksek Kimyager Ceren Güdücü Ünver

                                                                                                                                                  26.02.2021

Kaynak:

https://www.sciencedaily.com/releases/2021/02/210205085718.htm   (Erişim Tarihi:5 Şubat 2021)

Detaylı bilgi için ilgili makaleler: 

  1. Robert M. Beyer, Andrea Manica, Camilo Mora. Shifts in global bat diversity suggest a possible role of climate change in the emergence of SARS-CoV-1 and SARS-CoV-

2. Science of The Total Environment, 2021; 145413 DOI: 10.1016/j.scitotenv.2021.145413