192020Kas

Covid-19 Salgınının Çevre Üzerindeki Olumsuz Etkileri

Konu: Çevre-Bilim
Okuma Süresi: 10 dk.

Ukrayna’nın Kiev kentindeki işçiler kullanılmış tıbbi maske ve eldivenleri bir yakma fırınında imha ediyor. (Fotoğraf: Volodymyr Tarasov, Ukrinform/Barcroft Medi/Getty Images)

Küresel kısıtlamaların bir sonucu olarak hava daha temiz olsa da, eskisi gibi dikkat etmediğimiz takdirde daha kirli bir gelecek ile karşı karşıya kalacağız.

Covid-19 salgınının “çevre için iyi” olduğu – insanlık evde kalırken doğanın iyileştiği popüler kavramı, küresel trajedinin bazı yönlerini kavrayan pek çok insana hitap ediyor. Ancak gerçeklik, bu tür umutları karşılayamaz. 

Pek çok kişinin başlarda umut verici bulduğu faydalar–daha temiz havadan, araba ve uçaklar sessiz kaldığında yeni duyulabilen kuş cıvıltılarına kadar- muhtemelen her zaman geçici olma eğilimindeydi. Kısıtlamaların hafifletilmesi ile birlikte, çoktan dikkate almamaya başladılar. Şimdilerde, bazı uzmanlar, dünyanın daha fazla trafik, daha fazla kirlilik ve her zamankinden daha hızlı kötüleşen iklim değişikliği ile karşı karşıya kalabileceğinden endişe ediyorlar. Bu olumsuz senaryonun nasıl sonuçlanacağını  kestirmek şimdiden zor olsa da,  endişe verici işaretler dünyanın her yerinde büyüyor gibi görünüyor.

Nisan ayı başlarında, çalışma hayatının durdurulmasının yaygınlaşmasıyla birlikte, günlük küresel karbon salınımı oranları geçen yıla göre  %17 azaldı. Ancak; 11 Haziran itibarıyla yeni veriler, normal faaliyetler henüz tam olarak yeniden başlamamış olsa da, 2019 Haziran’a göre sadece ~% 5 daha düşük olduğunu gösteriyor.

İngiltere’deki Doğu Anglia Üniversitesi’nde iklim değişikliği profesörü olan, orijinal çalışmanın ve sonraki güncellemenin başyazarı Corinne Le Quéré, “Hala aynı arabalara, aynı yollara, aynı sektörlere, aynı evlere sahibiz.” diyor. “Dolayısıyla, kısıtlamalar kaldırılır kaldırılmaz, tam olarak bulunduğumuz yere geri dönüyoruz.”

Şimdi, karbon salınımının pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıkması konusunda “risk çok yüksek” diye belirterek, “özellikle bunu çok uzun zaman önce değil, geçmişte yaptığımız için” diyor. 2007-08 mali krizi sırasında, salınım oranları düştü ama sonrasında eski haline geri döndü.

Çin’de kirli bir toparlanmanın ipuçları

Virüsün ortaya çıktığı ve normal yaşamın neredeyse durduğu  ilk ülke olan Çin, yeniden normal hayata dönmesiyle birlikte yaşanan çevresel gelişmeler, diğer ülkeler için de neler olabileceğine dair ipuçları veriyor. Üretim ve taşımacılığın minimuma inmesi ile birlikte  hava kalitesinde görülen bariz iyileşme, Şubat ve Mart aylarına gelindiğinde büyük ölçüde durdu.

Kuzey Çin’de yeni bir kömür projesi faaliyete geçti. Uzmanlar, bu tür bir enerji altyapısının uzun yıllar kullanılma eğiliminden ötürü gelecekteki büyük sağlık ve iklim sorunlarına neden olabileceğini söylüyor.(Fotoğraf: Yang Shıyao Xınhua, Eyevine/R​edux)

Fabrikalar kaybedilen zamanı telafi etmeye çalışırken, kirlilik Mayıs ayı başlarında, koronavirüs öncesi seviyelerine geri döndü ve bazı yerlerde o zamandan beri biraz gerilese de kısa bir süre için eski seviyeleri aştı. Bu arada, Çin’den gelen kirlilik verilerini bildiren Helsinki merkezli Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi baş analisti Lauri Myllyvirta, herhangi bir yapılaşma ile birlikte gelen ekonomik canlanma için umutsuz olan eyalet yetkililerinin,  kömürle çalışan yeni elektrik santrallerini harekete geçirdiğini bildirdi. Uzmanlar, bu tür altyapının yıllarca kullanılma eğiliminde olması nedeniyle, yeni tesislerin ilerlemesi halinde, gelecekte büyük sağlık ve iklim sorunlarına neden olacağı konusunda uyarıyor.

Myllyvirta, “Birden fazla izin veriliyor.” diyor. Dünya, en felaket iklim senaryolarından kaçınmak istiyorsa, Çin’in kömüre değil temiz enerjiye yatırımını artırması gerektiğini söylüyor. “Yani bu çok endişe verici.”

Kirleticiler ‘her zamankinden daha cesur’

Salgının ve bunun sonucunda ortaya çıkan ekonomik çöküşün ortasında, fosil yakıt, plastik, havayolu ve otomotiv gibi çeşitli sektörler yeniden avantaj elde etmek için çabalıyorlar. Bazı hükümetler -özellikle Amerika Birleşik Devletleri- şirketlerin nakit para,  geri ödeme düzenlemeleri ve diğer özel iltimas taleplerine karşılık vererek, sektörlerin yeniden toparlanma sürecine katkı sunuyor.

Bir savunuculuk grubu olan Dünya’nın Dostları(Friends of the Earth)’dan kıdemli politika analisti Lukas Ross, “Kirleticilerin bu krizden her zamankinden daha cesur ve potansiyel olarak daha kârlı bir şekilde ortaya çıkma riski var.” diyor. 

Büyük miktarda para toplayan sektörlerden biri de petrol ve gaz şirketleridir. Bu girişimler hakkında iki rapor yazan Ross, şirketlerin agresif lobiciliğinin, kendilerine pandeminin ekonomik zararını hafifletmek amacıyla kamu fonlarından milyarlarca dolar gelir elde ettiklerini söylüyor.

Söz konusu yardım, sektöre fayda sağlayan vergi indirimlerini, şirketlerin kamu arazilerinde kazı yapmak veya madencilik yapmak için ödedikleri telif ücretlerindeki kesintileri ve Federal Rezerv’in 600 milyar dolarlık Main Street Borç Verme programına erişimi içeriyor. Ross, bu program “Özellikle petrol ve gaz endüstrisinin talepleri doğrultusunda değiştirildi.” diyor.

Yıllardır nakit kan kaybeden petrol ve maden arama endüstrisi, yardım isteyenler arasında yer alıyor. “Bu, sadece başarısız olan bu şirketleri desteklemede iklim için bir risk değil, aynı zamanda onları kurtarma riskini üstlenmeleri istenen vergi mükellefleri için de bir risk anlamına geliyor.” diyor.

Amerikan Petrol Enstitüsü, temsil ettiği petrol ve gaz şirketlerinin özel iltimas aramadığını, ancak tüm sektörlerin ekonomik fırtınayı atlatmasına yardımcı olmak için tasarlanmış programlardan yararlandıklarını söylüyor. Grubun sözcülerinden Scott Lauermann, vergi değişiklikleri ve kredi inisiyatiflerinin “mali sıkıntı yaşayan üreticiler ve perakendecilerden restoranlara ve enerji üreticilerine kadar tüm işletmeler için geçerli olduğunu” söylüyor.

Ancak, finansal desteklerin yanı sıra, Trump yönetiminin salgın sırasında uygulamaya soktuğu agresif geri dönüş düzenlemeleri ile birlikte geliyor. Yönetim, diğer birçok adımın yanı sıra, hava ve su kirliliği yönetmeliklerinin uygulanmasını fiilen askıya aldı, devletlerin enerji projelerini engelleme yetkinliğini kısıtladı ve yeni madenler, boru hatları, otoyollar ve diğer projelere yönelik çevresel inceleme ve kamu girdisi şartını askıya aldı.

Gazeteci ve Podcast’in sunucusu Amy Westervelt, “Dürüst olmak gerekirse, Nisan ayı boyunca, sektördeki tüm standartlara ayak uydurmak neredeyse tam zamanlı bir iş haline geldi.” diyor.

Yönetim, her halükarda çeşitli değişimler talep etmiş olabilir, ancak pandemi fazlasıyla dikkat çekmemiş olsaydı, “gördüğümüz şeyin, onların elde edeceğinden çok daha az tepki” olduğunu belirtiyor.

Bir diğer endişe ise trafiktir. Toplu taşıma araçlarında sosyal mesafenin korunması zor olduğu için ve virüse yakalanma korkusuyla, pek çok kişi kişisel araçlara yöneleceğinden, şehirler normalleşme süreci ile birlikte  kaos ortamına sürüklenebilir diye uyarıyor bir ulaşım haberleri sitesi. 

Myllyvirta, pek çok insanın seyahatlerine devam etmemesine rağmen, Çin’de trafiğin salgın öncesi seviyelere geri döndüğünü söylüyor. Dünya’nın dört bir yanındaki şehirler; metro, tren ve otobüslerde kalabalığı azaltmak adına bisiklet yollarını genişletmek için acele ederken, “bunların yeterince yakın bir gelecekte olup olmayacağı büyük bir soru işareti” diyor.

Amazon’da herkes için ücretsiz

Brezilya’da yasadışı kereste imalatçıları Amazon’daki yağmur ormanlarının yok edilme sürecini hızlandırırken, koronavirüs ülkeyi yok ediyor. Uzay araştırma ajansı INPE’den alınan uydu verilerine göre, Nisan 2020’de geçen yılın aynı ayına göre %64 daha fazla arazide ağaçlar kesildi– üstelik 2019, son on yıldan daha uzun bir süre için en büyük ormansızlaştırma yılı olmasına rağmen.

Başkan Jair Bolsonaro uzun zamandır Amazon’un daha fazla ticari amaçla kullanılmasını savunuyordu. Geçtiğimiz son aylarda yasadışı ağaç kesiciler, madenciler ve çiftçiler, kamu arazisini ele geçirirken, kolluk kuvvetlerinin küçük çaplı engellemeleri ile karşı karşıya kaldılar.

Kâr amacı gütmeyen bilimsel bir kuruluş olan IPAM Amazônia’da bilim direktörü olan Ane Alencar, “Amazon’da ne istersen yapabilirsin ve cezalandırılmazsın” diyor. Yetkililer, pandemiyi yıkımın devam etmesine izin vermek için “sis perdesi, dikkat dağıtıcı” olarak kullanıyorlar. 

Amazon, yerli nüfusu da dahil olmak üzere, bu hastalığın küresel merkezini oluşturan ülkedeki en büyük Covid-19 mağdurları arasında yer alıyor. Şimdi, iki krizin bir noktaya yönelmesiyle tehdit altında. Temizlenmiş bitki örtüsü genellikle Temmuz ayından itibaren, kurumasıyla birlikte yanar ve ortaya çıkan yoğun duman, kalp ve akciğer sorunlarının artmasına neden olur.

Geçen yılki yangınlar tahrip ediciydi, ancak bu sefer – zaten çok fazla bitki örtüsü kesilmiş ve yakılmayı bekliyor, ve solunum yolu hastalığı hızla yayılıyor – tehlikeler şu andan daha da büyük. Alencar, yağmur ormanı kaybının iklim üzerindeki etkilerinin yanı sıra, dumanın Covid-19 hastalarının acılarını daha da kötüleştirebileceğini ve zaten pandemi ile başa çıkmak için mücadele eden hastaneler üzerindeki baskıyı daha da artırabileceğini söylüyor.

“Öncelikleri ne olacak?”

Stockholm Çevre Enstitüsü araştırma direktörü Åsa Persson, liderlerin çevre kurallarını toptan yürürlükten kaldırmaya çalışmadığı Avrupa gibi yerlerde bile, hala devam eden sağlık ve ekonomi alanındaki krizler, liderlerin dikkatini yavaş hareket eden iklim değişikliğinin felaketinden uzaklaştırabileceğini belirterek, gençlik grevlerinin nihayet geçen yıl siyasi gündemin dikkatini çekmeyi başardığını söyledi.

“Öncelikleri ne olacak?” diye soruyor: Hükümetler eski, çevreyi kirleten sektörleri destekleyerek ekonomiyi güçlendirmeye mi çalışacaklar, yoksa “yeşil teşvik” çağrılarını benimseyerek, temiz enerji ve enerji verimliliği gibi sektörlerde istihdam yaratmak için kurtarma fonlarını mı kullanacaklar? 

Ross, bu büyük meblağların dünyayı düşük karbonlu bir geleceğe taşıyacak şekilde tahsis edilmesini ve aynı zamanda pandeminin ortaya çıkardığı ırksal ve ekonomik eşitsizliklerin de giderilmesini teşvik etmek, sadece pandemi döneminin başlarında olduğu gibi birkaç aylık değil, çok daha uzun bir süre için azalan karbon salınımı ile sonuçlanacağını  savunuyor. 

“Bu konuda bir şansımız daha olmayacak.” “Eski mevcut durumu yeniden inşa etmeyi göze alamayız.” diyor. 

Beth Gardiner, 

Choked: Life and Breath in the Age of Air Pollution  kitabının yazarı.

Kaynak: https://www.nationalgeographic.com/science/2020/06/why-covid-19-will-end-up-harming-the-environment/

19.11.2020

Çeviren/Derleyen:

Ceren Güdücü ÜnverYüksek Kimyager

Bornova Belediyesi – Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi